Zeki doğduğumuza mı inanıyorsunuz? Cevabınız evet ise maalesef yanılıyorsunuz. Her şeyi bilerek bu dünyaya gelmediğimiz gibi zeki olarak da dünyaya gelmedik. Anne-babalar çocuklarının ne kadar zeki olduklarını anlamak için sürekli bir işaret ararlar. Kaç yaşında konuşmaya başladığı, ne zaman yürüdüğü hepsi onlar için ölçüdür. Bir sinyal gördüklerinde de bu kanıya varıp bebeklerinin “zeki” olduğunu düşünürler. Ancak bu doğuştan gelen bir şey değildir. Doğuştan zeki olunmasını beklemek yerine, anne-babalar çocuklarının zekâsını geliştirmek, değiştirmek, iyi yöne kanalize olmalarını sağlamaya çalışmalıdırlar.


    Araştırmalara göre zekâyı etkileyen en büyük etmen kalıtım. Zekâ anne-babadan çocuğa geçiyor ama annenin genlerinin daha ağır bastığı bilimsel araştırmalarla ispatlanıyor. Diğer bir etmen ise eğitim. Vücut kasları nasıl çalıştırılarak gelişiyorsa; beyin kaslarının da ancak çalıştırılarak gelişeceği uzmanlar tarafından vurgulanıyor. Beynimizde milyonlarca nöron bulunuyor ve bu nöronlar öğrenmemizi sağlıyor. Küçük yaşlarda bu nöronların sayısı ve kalitesi ileri dönemlere göre çok daha yüksek seviyede bulunuyor. Bu sebeple küçük yaşlarda zekânın geliştirilmesi konusunda alınacak sonuçlar çok daha yüksektir.


    Zekâ gelişimi için yapılacak çalışmalara başlamadan önce odaklanma seansları tavsiye ediliyor. Yaş gruplarına göre değişiklik gösteren bu seansların başında dikkat dağınıklığı problemini ortadan kaldırmak için yalnız kalıp, kitap okuma seansları, takip refleksini geliştirici oyunlar oynanması tavsiye ediliyor. Bununla birlikte çocuğunuzla beraber kitap okuma, içerik araştırma, resim çizme, soru-cevap şeklinde hikâyeye bağlı kalma adına çocuğunuzla baş başa kalın. Okuduğunuz hikayede örneklendirmelere yer verin, onun size anlatmasına müsaade edin. Yaptığı ya da kitaptaki bir resmi yorumlamasını, ne düşündüğünü, renklerin ona ne hissettirdiğini sorun. Sorun ki; anlamlarının olduğunu, ona yalnız ve yabancı olmadığını anlayıp size daha rahat ifade etsin kendini.


    Okumayı bilmeyen çocuklar ve bebekler için kitaplardaki resimler bir numaralı öğrenme aracı. Konuştuklarınızı kaydeden beyinleri, renkli ve görsel tasarımlara karşı da çok duyarlı. Resimlerle onun hayal gücünü genişletmesine müsaade edin. Karalama diye adlandırsak da kâğıtla, kalemle buluşsunlar.


    Onlar bizim geleceğimiz ve geleceğimiz siz anne-babaların ellerinde. Başarılı bir birey yetiştirmenin temel yolu eğitimden geçiyor. Özgür bireyler olabilmeleri için önlerini açın ve sonunda sizin emeğiniz olan harika manzarayı seyredin.